Rüya
Rüyalar, bir kişinin uyurken zihninde gördüğü ve duyduğu şeylerdir. Genellikle bazı yönlerden gerçek hayata benzerler, ancak çok tuhaf da olabilirler. Rüyalar gerçekleşirken o kadar gerçekçi görünebilir ki kişi aslında uykudayken uyanık olduğunu düşünebilir.
Bazen kişi rüya sırasında rüya gördüğünü fark eder, ancak rüya görmeye devam eder. Buna berrak rüya denir. Bu çoğu insan için çok az gerçekleşir, ancak bazı insanlar için sık sık gerçekleşir. Lüsid rüya sırasında kişi rüyayı kontrol ediyormuş gibi hisseder ve genellikle gerçek dünyada yapamayacağı eğlenceli şeyler yaptığını hayal eder.
Çoğu insan rüyalarını öyle ya da böyle hatırlar, sadece küçük bir kısmı olsa bile, ancak çocukların rüyalarının çoğunu net bir şekilde hatırlama olasılığı çok yüksektir. İnsanlar uyandıktan hemen sonra rüyada ne olduğunu yazarlarsa rüyalarını hatırlamaları genellikle daha kolay olur. Bu nedenle, birçok insanın gördükleri her rüyayı anlattıkları rüya günlükleri vardır.
Kabuslar insanları korkutan veya şok eden rüyalardır. Kabuslar genellikle örümcekler veya karanlık yerler gibi kişinin günlük korkularına dayanır, ancak bu şeylerle ilgili olmayan bir rüya bile tatsız hissedebilir. Kabuslara birçok farklı şey neden olabilir: uyurken rahatsız olmak veya acı çekmek, hastalık, stres ve hatta uyumadan hemen önce yemek yemek.
İnsanların neden rüya gördükleri ve rüyalarının ne anlama geldiği hakkında birçok farklı teori vardır. Her insan farklı rüyalar görür. Bazı psikologlar rüyaların bilinçdışında (zihnin kendi kendine çalışan kısmı) olup bitenleri yansıttığına inanmaktadır. Diğerleri ise rüyalardaki insanların, yerlerin ve nesnelerin rüya görenin gerçek hayatındaki diğer şeylerin sembolleri olduğunu düşünür. Tarih boyunca insanlar rüyalardan bir şeyler öğrenmek için onları anlamlandırmaya çalışmış ve genellikle onları kehanet veya falcılık için kullanmışlardır. Bugün hala rüyaları anlamlandırmaya adanmış birçok kitap ve web sitesi bulunmaktadır.
Rüyalar insanlar uyurken gerçekleşir
Rüyalar üzerine eski fikirler
Genel olarak, eski uygarlıklar rüyaların tanrılardan gelen mesajlar (bkz. Homeros'un eserleri) ya da alternatif olarak bir tür kehanet olduğunu düşünmüşlerdir. Bununla birlikte, rüyaların çoğu zaman rüya göreni yanılttığını biliyorlardı ve bunun için çeşitli açıklamalar icat ettiler. Aristoteles de bu gibi fikirlerle yola çıkmış, ancak daha sonra daha şüpheci olmuş ve rüyaların ilahi kökenini reddetmiştir.
Freudyen teori
Sigmund Freud, Rüyaların Yorumu adlı eserinde bunları psikoterapi konusundaki fikirleriyle ilişkilendirmiştir. Freud'a göre rüyalar "dileklerin gerçekleşmesi" biçimidir. Bilinçdışının bir tür çatışmayı çözme girişimleridir. Bilinçdışındaki bilgi asi ve genellikle rahatsız edici bir formda olduğu için, bilinç öncesindeki bir "sansürcü" onun değiştirilmeden bilince geçmesine izin vermeyecektir. Freud üç ana rüya türü tanımlar: 1. Rüyada alınan doğrudan kehanetler; 2. Gelecekteki bir olayın önceden bildirilmesi; 3. Yorum gerektiren sembolik rüya.
Hans Eysenck gibi bazı yazarlar, Freud'un bahsettiği rüyaların onun teorilerini gerçekten desteklemediğini savunmuştur. Eysenck, Freud'un örneklerinin aslında rüya teorisini çürüttüğünü savunmaktadır.
Modern çalışma
Freud'dan bu yana, rüya görmenin biyolojisi üzerinde durulmaktadır.
REM (hızlı göz hareketi) ve non-REM uykusunun keşfi önemli olmuştur. Araştırmacılar bu konuda birçok çalışma yapmışlardır. Denekler her iki aşamada da uyandırılmış ve ne düşündükleri sorulmuştur. REM dışı aşamalardan gelen raporların REM aşamalarından farklı olduğu açıktır. Özellikle rüyalar çoğunlukla beyin REM durumundayken gerçekleşir. Rüya görme ile gündüz düşleri arasında da bir ilişki vardır. Her ikisi de 90-110 dakikalık bir döngüde gerçekleşiyor gibi görünüyor.
Görünüşe göre, "uyanık davranışların gerçeklerinden çıkarılabilecek olandan daha yararlı bir kişilik anlayışının bunlardan elde edilebileceğine dair hiçbir kanıt yoktur".
Uyku engellenirse, insanlar acı çeker ve uyanıkken yapılan her türlü aktivitede daha da kötüleşir. Buradan uykunun önemli bir işlevinin uyanıkken normal beyin aktivitesini sürdürmek olduğu anlaşılmaktadır. Bir şekilde, uyku sırasında beyin normal işleyişine geri döner. Uyku, bilindiği kadarıyla omurgalılar arasında evrenseldir. Bu da onun büyük önemini ortaya koymaktadır. Ancak, rüya görmenin uykunun bu onarım işlevini destekleyip desteklemediği ya da bunun sadece gerçekleşen bir şey olup olmadığı bilinmemektedir.
Sorular ve Yanıtlar
S: Yanlış uyanma nedir?
C: Yalancı uyanma, bir kişinin rüyasında uyandığını görmesine rağmen aslında hala uykuda olmasıdır.
S: İnsanlar ne sıklıkla rüya görür?
C: İnsanlar genellikle gece başına yaklaşık 4-6 rüya görür ve yalnızca son ikisini hatırlama eğilimindedir.
S: Lüsid rüya nedir?
C: Lüsid rüya, bir kişinin rüya sırasında rüya gördüğünü fark etmesi, ancak rüya görmeye devam etmesidir. Bu tür bir rüya sırasında kişi genellikle bedeni ve çevresi üzerinde tam kontrole sahiptir.
S: Bir kişi rüyalarını nasıl daha iyi hatırlayabilir?
C: Uyandıktan hemen sonra rüyada ne olduğunu yazmak insanların rüyalarını daha net hatırlamalarına yardımcı olabilir. Her rüyanın anlatıldığı bir rüya günlüğü tutmak da hatırlamaya yardımcı olabilir. Ek olarak, eğer bir kişi bir rüya sırasında uyandırılırsa, o rüyayı daha iyi hatırlama eğilimindedir.
S: Kabuslara ne sebep olur?
C: Kabuslar uyurken rahatsız olmak veya acı çekmek, hastalık, stres ve hatta uyumadan hemen önce yemek yemekten kaynaklanabilir.
S: Farklı teoriler insanların neden rüya gördükleri hakkında ne söylüyor?
C: Farklı teoriler rüyaların bilinçdışında olup bitenleri yansıttığını ya da rüyalardaki nesne ve kişilerin rüyayı gören kişi için gerçek hayattan bir şeyleri sembolize edebileceğini öne sürer.
S: İnsanlar tarih boyunca rüyalarını nasıl anlamlandırmaya çalışmışlardır? C: Tarih boyunca insanlar kendilerinin ve başkalarının rüyalarına ilişkin anlayışlarını kehanet veya falcılık amacıyla kullanmışlardır.