Mürebbiye
Mürebbiye, bir aile için çalışan ve evlerindeki çocuklara eğitim veren bir kadın kişidir. Bütün gün çocuklara bakan, onları giydiren vs. bir dadı gibi değildir. Mürebbiyenin görevi onların öğretmeni olmaktır. Onların disiplini ve erken eğitimiyle ilgilenir. Genellikle kızlar tüm eğitimlerini mürebbiyelerinden (veya bazen bir öğretmenden) alırlardı, ancak erkekler genellikle ergenlik çağından önce yatılı okula giderlerdi ve daha sonra bazıları üniversiteye devam ederdi.
Günümüzde çok az çocuğun mürebbiyesi vardır, ancak 20. yüzyılın başlarına kadar zengin ailelerde oldukça yaygındı. İngiltere'de, iyi okullardan çok uzakta, taşrada yaşayan pek çok küçük çocuğun bir mürebbiyesi vardı. Çocuklar yeterince büyüdüklerinde yatılı bir okula gönderilirlerdi.
Mürebbiyeler Okuma, Yazma ve Aritmetik gibi temel becerileri öğretti. Fransızca, piyano çalma ve çizim ya da resim yapma gibi başka beceriler de öğretmiş olabilirler. Bazen başka öğretmenler de olabilir
Mürebbiye bir ev işçisi değildi, ancak ailenin bir üyesi gibi de davranılmazdı. Bu, genellikle oldukça yalnız oldukları ve yemeklerini genellikle yalnız yedikleri anlamına geliyordu. Evli olmayan orta sınıf kökenli kızlar için bu, geçimlerini sağlamanın tek yollarından biriydi. Öğretmenlik yaptığı çocuklar ("ücretleri") büyüdüğünde, yeni bir iş bulması gerekecekti.
Dönemin romanları genellikle zengin aileler hakkındaydı ve Charlotte Brontë'nin Jane Eyre'i ya da Anne Brontë'nin Agnes Grey'inde olduğu gibi bir mürebbiye sıklıkla hikayeye dahil oluyordu. The Sound of Music'in ana karakteri Maria manastırdan ayrılır ve von Trapp ailesinin çocuklarına mürebbiyelik yapar.
Rebecca Solomon'un 1851 yılında yaptığı bu resmin adı Mürebbiye'dir. Kraliçe Victoria dönemindeki bir aileyi gösteriyor. Mürebbiye, baktığı çocukla birlikte sağ tarafta oturmaktadır. Aile üyeleri kadar önemli görünmemek için sade giyinmiştir.
Sorular ve Yanıtlar
S: Mürebbiye nedir?
C: Mürebbiye, bir aile için çalışan ve evlerinde çocuklara eğitim veren bir kadın kişidir. Bütün gün çocuklara bakan, onları giydiren vs. bir dadı gibi değildir. Mürebbiyenin görevi çocukların öğretmeni olmak ve onların disiplin ve erken eğitimleriyle ilgilenmektir.
S: Ailelerin bir mürebbiyeye sahip olması ne kadar yaygındı?
C: 20. yüzyılın başlarına kadar zengin ailelerde oldukça yaygındı. İngiltere'de, iyi okullardan uzakta, taşrada yaşayan pek çok küçük çocuğun bir mürebbiyesi vardı. Günümüzde çok az çocuğun mürebbiyesi var.
S: Ne öğretirlerdi?
C: Mürebbiyeler Okuma, Yazma ve Aritmetik gibi temel becerileri öğretirlerdi. Fransızca, piyano çalma ve çizim ya da resim yapma gibi başka beceriler de öğretmiş olabilirler. Bazen müzik veya resim dersleri gibi belirli konular için başka öğretmenler de işe alınabilirdi.
S: Ona ailenin bir parçası gibi mi davranılıyordu?
C: Hayır, ailenin bir üyesi gibi muamele görmedi ama aynı zamanda ev işçisi olarak da görülmedi, bu yüzden genellikle kendini oldukça yalnız hissetti ve genellikle yemeklerini yalnız yedi.
S: Bir insan neden mürebbiye olur?
C: Evli olmayan orta sınıf kökenli kızlar için o dönemde geçimlerini sağlamanın tek yollarından biriydi, bu nedenle birçok kadın bu mesleği seçimden ziyade zorunluluktan seçti.
S: Edebiyatta veya filmlerde ünlü örnekler var mı?
C: Evet, Charlotte Brontë (Jane Eyre) ve Anne Brontë'nin (Agnes Grey) romanlarında bu role sahip karakterler yer alırken, The Sound Of Music'ten Maria manastırdan ayrılıp von Trapp ailesinin mürebbiyesi olmuştur.